Günah Keçisi
Her zaman bir günah keçisi bulunur. Mutlaka bir suçlu vardır. Kim bu suçlular? Neden bir suçlu aramak zorundayız..
Kimseyi yargılamadan, hesap sormadan, olaylara farklı çerçeve ve perspektiflerden bakabilmek için bu sayfayı açtık.
Suçlu muyuz? Suçlu musunuz? Suçlular mı?
İnsan doğasının derinliklerine yolculuk
Kontör değil kuruş dolandırıcısı
Kendilerini emniyet mensubu olarak tanıtarak kontör dolandırıcılığı yapan Şanlıurfa merkezli şebekenin, GSM şirketlerinin kontörden kuruşa geçmesiyle birlikte müşteri hizmetlerini arayarak bilgi alıp kuruş dolandırıcılığına da başladığı bildirildi.
5 ayrı ilde eş zamanlı olarak yapılan ve yaklaşık 200 kişinin gözaltına alındığı operasyonla geçtiğimiz günlerde kendilerini emniyet mensubu olarak tanıtan Şanlıurfa merkezli kontör şebekesi çökertildi.
Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan ve 6 aydır yürütülen soruşturma kapsamında; İstanbul, Şanlıurfa, Adana, Ankara ve Gaziantep'te yapılan eş zamanlı operasyonlar sonucunda yakalanan kontör dolandırıcılarının nasıl dolandırıcılık yaptıkları tüm detaylarıyla ortaya çıktı.
Yüzükoyun yatıp ölümü bekledik
Akdeniz'in ortasında ölümü hissettim. Çığlıklar, silah sesleri, dualar ve panikle koşuşturanlar vardı. O an yaralı bir İsrail askeri gördüm; içimden umarım "ölmez" diye geçirdim. Yoksa her şey olabilirdi...
Gazze'ye yaptığımız yolculuğun belli riskleri barındırdığını biliyorduk. Zaten en kötüsüne, İsrail'in ateşli silahlarla saldırmasına da hazırlamıştık kendimizi... Ancak o kadar ani yaşandı ki olaylar, bir anda kendimizi yüzü koyun yerde yatıp askerlerin gelip bizi taramasını beklerken bulduk... Yaralı askeri gördükten sonra, o gece oradan çıkamayacağımızdan neredeyse emin oldum. Aslında en kestirmeden şunu söyleyeyim: İyi ki o asker ölmedi...
Türkiye'de internet eskisi gibi olmayacak
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın önderliğinde yürütülen son çalışmanın neticesinde Türkiye çok yakında önemli bir anlaşmaya imza atacak.
5 yıldan uzun bir süredir yürürlükte olan Avrupa Konseyi'nin "Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi" ile birlikte Türkiye, uluslararası sanal suçlarda diğer ülkelerle ortak çalışarak yurtdışındaki yayınlara müdahale hakkını elinde bulunduracak.
1 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi'ne çok yakında Türkiye de imza atacak. Bu anlaşmayla birlikte 43 ülkenin arasında bulunacak olan Türkiye, son yıllarda ciddi oranda artan sanal suçlarda uluslararası işbirliği fırsatına sahip olacak.
Van'da büyük uyuşturucu operasyonu
Van Jandarma Komutanlığı ekiplerinin 10 aydır sürdürdüğü teknik takip sonucu eroin imalatı ve ticaretini yapan bir çete çökertildi. 473 kilo eroinin ele geçirildiği çalışmalarda, İran'la bağlantılı olarak çalıştıkları belirtilen 5 kişi gözaltına alındı. Yapılan operasyonlarda 3 yıldır aranan çete lideri S.K'da sahte kimlikle yakalandı.
İran üzerinden getirdikleri uyuşturucuları Van'dan batı illerine götüren çeteyi belirleyen Van İl Jandarma Komutanlığı Narkotik ekipleri, kapsamlı bir çalışma başlattı.
10 ay süren çalışmalarda, Van ve Özalp ilçesi'nde bir çok operasyon düzenlendi.
Bu operasyonlarda uyuşturucu bağlantısı olduğu belirlenen 7 kişi gözaltına alınıp sevk edildiği mahkemece tutuklandı.
Utan İsrail sen de duyarsız dünya!
Büyük ölçüde İsrail medya karartmasından kaynaklanan bütün bu belirsizliklere rağmen, yardım filosunun kanlı bir şekilde yolunun kesilmesi, Britanya gazetesi The Guardian'ın da belirttiği gibi 'İsrail'in kendi kalesine attığı felaket bir gol' gibi duruyor...
1. Gemilere uluslararası sularda, kıyıdan yaklaşık 100 km açıkta saldırılmış. Uluslararası hukuk uyarınca hiçbir ülkenin bunu yapmaya hakkı yok. Son derece profesyonel ve etkili İsrail halkla ilişkiler mekanizması bile, yönünü değiştirmek veya durdurmak için başka seçenekler dururken, İsrail'in kendi kendine belirlediği abluka sınırlarının çok uzağında bulunan yabancı gemilere şiddet uygulayarak çıkmanın niye ille de gerekli olduğunu açıklamakta zorlanacak.
Bir günde iki vahşet
Bir günde iki hukuk ve ahlak dışı saldırı, Türk insanlarının canlarını aldı. Bunlardan biri İskenderun'daki askeri üssümüzü hedef alan terörist saldırıdır. Kürt realitesini bölücü terörden soyutlamayı amaçlayan "Demokratik Açılım"ı engellemekten öteye sabote edenlerin, bu son terörist saldırı karşısında ne tür bir mutluluk içinde olabileceklerini anlamak pek mümkün değil. Bitmez tükenmez bir kısır döngünün sadece bir günlük yansımasıydı İskenderun baskını... Terörist eylemler-askeri harekât- terörist eylemler-askeri harekât... Sonuç ortada.
Söndürülen canlar ve yıkılan güvenlik ortamı... 1984 Eruh Baskını'ndan bu yana yer alan gelişmeler, şiddetin şiddeti getirdiğini ve çözümü rafa kaldırdığını nedense kimseye öğretemedi. "Siyaset"i devre dışı bırakan ve "Demokrasi"yi hesaba almayan gelişmeler anlaşılıyor ki gündemimizden uzun bir süre daha eksik olmayacak. "Şehitlerimize rahmet diliyoruz" söylemi, sadece acıları değil, öfkeyi ve kamplaşmayı da içerecek.
15 bin kişinin ölümüne 2 yıl hapis
Hindistan'da 26 yıl önce 15 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan dünyanın en büyük sanayi kazasıyla ilgili dava nihayet sonuçlandı. 8 kişi 2 yıl hapis cezası aldı.
Hindistan’ın Bhopal kentinde 1984 yılında meydana gelen bir patlamayla, kent sakinleri adeta cehennemi yaşadı.
Bir böcek ilacı fabrikasından çıkan zehirli gaz bulutu ilk günlerde 3 bin 500 ilerleyen yıllardaysa 15 binden fazla kişinin ölümüne yol açtı.
Bu olay kayıtlara tarihin en büyük sanayi kazası olarak geçti.
Kazayla ilgili açılan dava tam 23 yıldır sürüyordu. Adalet bir türlü tecelli edememişti.
Uyuşturucu çatışması çocukları vurdu: 913 ölü
Meksika'da hükümetin uyuşturucu kartellerine büyük bir operasyon başlattığı Aralık 2006'dan beri 913 çocuğun öldüğü bildirildi.
Meksika'da Çocuk Hakları adlı bir örgütün açıklamasında, Aralık 2006-Nisan 2010 arasındaki dönemde 913 çocuğun hayatını kaybettiği, bu ölüm vakalarının bazılarının aydınlığa kavuşturulmasının zor olduğu, 2000-2006 arasında ise 503 çocuğun öldürüldüğü belirtildi.
Çocukların "hayatta başka alternatifleri bulunmadığı için" uyuşturucu kaçakçısı gruplara katıldıkları belirtilen açıklamada, hiçbir resmi istatistik bulunmasa bile, üniversite araştırmalarına göre suç çeteleriyle ilişkisi olan erkek ve kızların sayısının 3000 olduğu kaydedildi.
Hamburg'da bulunan ceset parçaları, bir Türk'e ait
Almanya'nın Hamburg kentinde önceki gün Harburg tren istasyonu yakınında bulunan bir erkeğe ait ceset parçalarının Kahramanmaraşlı Ahmet Kaya (50) adlı Türk'e ait olduğu kesinleşti.
Hamburg Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, geniş çaplı araştırma ve DNA testi sonucunda, ceset parçalarının Kaya'ya ait olduğunun belirlendiği ve maktulun diğer vücut parçalarının da bulunduğu bildirildi.
Harburg tren istasyonunda bıçaklanmış ve ağır yaralı şekilde bulunan Orhan Yıldırım (53) adlı Türk'ün, birlikte yaşadığı Kaya'yı öldürerek ceseti parçaladığı, daha sonra kendi kendisini yaraladığı tahmin ediliyor. Yıldırım'ın hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi.
İsrail özür dilemeyecek!
İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Dani Ayalon, ülkesinin, 9 Türk'ün ölümüne yol açan baskınla ilgili özür dilememesi gerektiğini ve özür de dilemeyeceğini söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanı Yardımcısı Dani Ayalon, Amerikan CNN televizyonuna konuştu.
Ynet haber sitesine göre Ayalon, ordunun 31 Mayıs’ta Gazze yardım gemisine düzenlediği kanlı baskınla ilgili İsrail’in özür dilemeyeceğini söyledi.
Ayalon, asıl özür dilemesi gerekenlerin, gemi seferinin organizatörleri olduğunu savunarak, İsrail'in sorumlu ve itidalli davranmaya çaba gösterdiğini öne sürdü. Ayalon, Türkiye ile ilişkilerin hem İsrail hem de ABD için önemli olduğunun altını çizdi.
Kim haklı, kim suçlu?
Bosnalı Danis Tanovic bol ödüllü ilk filmi 'Tarafsız Bölge'de, Yugoslavya'daki savaş anlatılıyor. Bir sığınaktaki üç asker arasında geçen film, savaşın kazananları değil kurbanları olduğu gerçeğini vurguluyor
İSTANBUL - Savaşlar sürüp giderken insan kim suçlu, kim haklı demekten alamıyor kendini. Filistinliler mi İsrailliler mi? Hindular mı Müslümanlar mı? Sırplar mı Boşnaklar mı? Aslında kimin gözünden bakarsak diğer taraf suçlu. Tarafsız olmaksa neredeyse imkânsız? Böylesine bir konu üzerine tarafsız bir film çekmekse o kadar da imkânsız değil!
Zekeriya Bayaz "tavuk" keseceğine "öküz" beslese nasıl olurdu?
Zekeriya Beyaz'ı bilmeyen mi var? Türkiye'deki adı Beyaz iki showmenden biri...
Hemen adı geçti diye suçladık sanmayın. Severiz kendisini, islami gerçeklere nasıl şaşı baktığını görmeyen kalmadı.
Son günlerde ülkemizde et fiyatları inanılmaz fırladı. Keçileşen bazı kesimler keçi beslemeyi yasaklayınca. Hali ile kırmızı et için koyuna ve danaya yüklendik ve sonuç ortada.
APO bir tarikat'a şeyh olsaydı
İnsanların hayatlarında en az bir kere de olsa kader anları vardır. Yuvarlak hesapla bu ergenlik, askerlik ve evlilik dönemlerinde önüne çıkıverir.
Bir karar vermek yol seçmek zorunda kalıveririz. Otobüsün farklı bir kapısından inmek ya da o sabah uyuyakalmak bizim kaderimizi tamamen değiştiriverir.
Ve bugün gündemimizde yer eden bir çok ünlü insan ya da geçmişteki büyük insanlar da bir zamanları çocuktular ve onlar da kader anları ile yüzleştiler.
Abdullah Öcal da tarihin en çekişmeli günlerinde kaderini belirledi. Yolunu seçti. Sol bir örgüte merhaba demek yerine bir cami avlusunda abdest alırken yolunu seçmiş olsaydı ne olurdu?
Atatürk intihar etseydi?
Osmanlı cumhuriyeti filmini izlediniz mi bilmiyoruz, orada küçük kemal bir ağaça çıkıp kafesteki kuşu kurtarmak isterken düşmüş olsa ve ölse idi ile başlıyor.
Ve koca bir millet acziyetinden düşmana karşı duramadığı için parçalanan bir anadolunun 2009daki durumunu canlandırıyordu.
Günümüzde o kadar çok intihar vakıaları ile karşılaşır olduk ki, geçenlerde de haberlerde geçti bir rektörümüz intihar etmiş. Rektör okumuş insan ve insanlığa birşeyler verecek makamda biri.
Diğer taraftan daha 14ü 15inde gencecik delikanlılar dedelerinin çanakkalede destan yazdığı yaşlarda. Daha hayatların baharında intihar ediyorlar.
Neden bu intiharlar? Dünyadan alıp veremedikleri nedir?
Osman gazi bizanslardan korksa idi?
Günümüzde aldı götürdü bir avrupa amerika fobisi. "Onlar yapar abi." "Onlar süper güç." "Biz adam olmayız." "Medeniyet avrupada."
Daha neler neler. Öyle korkar ve tırsar olduk ki batıdan. Acziyetmizden adeta tapmaktan da beter hale geldik. Ne adam akıllı yerli arabımız, ne de yerli cep telefonumuz var. daha gerisini sayamıyoruz bile.
Geçmişi okuyamaz olduk. Göremez, düşünemez, anlayamaz olduk.
Osman gazi ve babası söğüt'e bizanslıların bulaşıklarını yıkamaya gelmediler. Onlar bizans'a işci olmaya gelmediler. Onlar bizanslılara hizmet etmeye gelmediler. Tam tersine oraların hakimi olmaya koştular.